mhp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mhp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MHP af önerisinde ısrarcı: Af kanunu çıkarılması toplumsal bir talep, hukuki bir zorunluluktur



MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın “Gündemimizde yok” dediği af önerisinde ısrarcı. “MHP’nin Meclis’teki Milletvekili sayısı bellidir, ancak af kanununun çıkarılması konusunda kararlıdır” diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız, af kanunu çıkarılmasının toplumsal bir talep, hukuki bir zorunluluk olduğunu söyledi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af önerisine yönelik eleştirilere yazılı açıklama ile yanıt verdi.
"Bayram öncesi kader kurbanlarına af getirilmesi toplumsal barışa katkı sağlayacaktır" diyen Yıldız, MHP lideri Bahçeli'nin açıklamalarından, PKK'lı ve FETÖ'cülerle uzun müddet içli dışlı olmuş, kavil birliği yapmış, marifetleri millet tarafından bilinen fırıldak köşe yazarları ile televizyon yorumcuları çok rahatsız olduğunu kaydetti. Yıldız, "PKK'nın meclis uzantılarının serbest kalması için birbiri ile yarış edenler, bir Ülkücüye yapılan hukuksuzluk dile getirilince kıyameti koparmaktalar" dedi. MHP'li Fethi Yıldız şöyle devam etti:
"SP'nin adayı anadilde eğitim istemekte, CHP'nin adayı Edirne cezaevinde yatan Demirtaş'ı ziyaret ederek serbest bırakılmasını istemekte. Demirtaş'a özgürlük yarışında İP kurucuları da diğerlerinden geri kalmamaktadır. Özgürlük kampanyaları düzenledikleri bu kişinin PKK terör örgütünün hizmetkarı olduğunu, beyan ve tahrikleriyle onlarca kişinin katiline sebep olduğunu bu zevat bilmiyor mu?"
‘MEDENİYET DEMEK AF VE MÜSAMAHA DEMEKTİR'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız, af çıkarmanın Anayasa uyarınca TBMM'nin yetkisi içinde olduğunu hatırlatarak, "MHP'nin Meclisteki Milletvekili sayısı bellidir, ancak af kanununun çıkarılması konusunda kararlıdır. Dünyada suç ve suçluyu toplum hayatından tamamen çıkarmış hiçbir ülke yoktur. Af adalet ve genel menfaat düşüncesiyle suç işleyen kişinin cezalandırılmasından veya hükmedilmiş cezanın infazından vazgeçilmesini kapsayan yasal düzenlemedir. Devletler bağlı vatandaşlarına alicenap olur, müsamahalı davranır. Medeniyet demek af ve müsamaha demektir" diye konuştu. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adli suçların işlenmesinde dengesiz kentleşme, aşırı iç ve dış göç, işsizlik, yoksulluk başlıca sosyal ve ekonomik faktörlerdir. Cezaevlerinde adli tutuklu ve hükümlü sayısı ikiyüz bin kişinin üzerindedir. Her biri çeşitli sebeplerle suç işlemiş cezaevine düşmüştür. Cezaevi kapılarına, Dante'nin Cehennemi'nin kapısında yazılı olduğu gibi ‘Buraya girenler, bütün ümitlerinize veda ediniz' cümlesini mi yazacağız? Cezaevi koğuşlarında tutuklu ve hükümlüler vardiya usulü yatmakta, on kişilik koğuşta otuz kişi kalmaktadır. İnsan doğasına aykırı bu hal cezaevlerini suçlunun psikolojik ve sosyal bünyesini tedavi edecek kurumlar olmaktan hızla uzaklaştırmaktadır."
TCK MADDELERİ İLE AFFIN KAPSAMINI ANLATTI
MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, kader kurbanları için çıkarılması düşünülen af kanununun sınırlarını net olarak çizdiğini belirten Fethi Yıldız, istenilen affın kapsamını Türk Ceza Kanunu (TCK) maddeleri ile şöyle anlattı:
"5237 Sayılı TCK'nın 302. maddesi ile 316. maddesi arasında düzenlenen ‘Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar' başta olmak üzere; TCK'nın 188. maddesinde düzenlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçları af kapsamı dışındadır. TCK'nın 103. maddesinde düzenlenen çocukların cinsel istismarı af kapsamı dışındadır. TCK'nın 82. maddesinde düzenlenen adam öldürmenin nitelikli halleri düzenleyen af kapsamı dışındadır. Anayasanın 169. maddesinde düzenlenen ormana karşı suçlar hariç olmak üzere, 5237 sayılı ceza kanunun ile özel kanunlardaki suçlar için af kanunu çıkarılması toplumsal bir talep, hukuki bir zorunluluktur."


Devam�n� Oku

MHP ve BDP'den de randevu talep edeceğiz"

"MHP ve BDP'den de randevu talep edeceğiz"


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, terör sorununun çözümüne yönelik başlattıkları görüşmelere ilişkin, ''AKP'den sonra MHP ve BDP ile birlikte olmayı çok önemsiyoruz. Biz o beraberliği sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. MHP ve BDP ile de randevu talebiyle görüşmelerimizi sürdüreceğiz'' dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Güler, toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısındaki konuşmasının ''Kılıçdaroğlu ve üslup'' konusundaki bölümlerini hatırlatan Güler, terör sorunun çözümüne yönelik görüşmeler sürecinde duyarlı yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Güler, şöyle konuştu:

''İktidarla muhalefet arasındaki ilişki öğüt alma öğüt verme ilişkisi değildir, çağdaş devletlerde iktidarla muhalefet arasındaki ilişki çağrı yapma, öneride bulunma ilişkisidir. Sayın Başbakan eski devletlerdeki uygulamaları, sultanlık, krallık uygulamalarını hatırlıyor olsa gerek. Anamuhalefet partisinin kendisine, süreci bir kazaya uğratmayalım herkes sorumlu olsun çağrısını, 'Sen bana öğüt veremezsin' diye geri çevirmekte. Oysa gerçekten güzel söz vardır, 'Dinime küfreden bari Müslüman olsa' diye.''

Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden bazı örnekler veren Güler, şöyle devam etti:

''Başbakan, Genel Başkanımıza üslup dersi verecek konumda değildir. Genel Başkanımız Türkiye'nin ulusal birliğini, toprak bütünlüğünü 30-35 yıllık kana son vererek aydınlığa kavuşturmak için çaba gösteriyor. Tüm halkımız bu çabayı gördü, değerini biliyor. Sayın Başbakandan beklediğimiz şey, bu eksik tarih ve eksik çağdaş devlet felsefesine sahip olarak söylediği sözleri durup düşünmesi, üslup sorununu ortadan kaldırması. Biz başlattığımız görüşmeler sürecinden çok şey bekliyoruz. Bu süreci kesmemesi. Sorumlu bir siyasetçi, devlet adamı olarak davranması. Eğer böyle yapamayacaksa da Türkiye'nin kaderiyle oynamaktan vazgeçmesini istiyoruz.''

Güler, Erdoğan'ın sağduyudan uzaklaşması halinde bunun kendisi ve partisi için iyi olmayacağını da savundu.

-MHP ve BDP ile görüşme-
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, ''Başbakan Erdoğan'ın bugünkü sözlerini süreçte bir çatlak olarak mı görüyorsunuz?'' sorusuna, ''Olmamasını diliyoruz'' yanıtını verdi.

Sürecin devamı için MHP'den randevu talep edilip edilmeyeceği de sorulan Güler, kendilerinin başından bu yana parlamentodaki tüm partilerin bir araya gelmesi şeklinde bir süreç hedeflediklerini bildirdi. Güler, ''Dolayısıyla AKP'den sonra MHP ve BDP ile birlikte olmayı çok önemsiyoruz. Biz o beraberliği sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başbakan'ın bu süreci kullandığı üslupla kırdığını görüyoruz ama süreci izlemeyi sürdürüyoruz. MHP ve BDP ile de randevu talebiyle görüşmelerimizi sürdüreceğiz'' diye konuştu.

Güler, ''O zaman kesinlikle MHP, CHP'den randevu talep edecek. Bunu anlayabilir miyiz?'' sorusuna ise en başta ilan ettikleri hedefin MHP ve BDP ile de görüşmek olduğunu ve bu hedefin ortadan kalkmadığını söyledi.

Bir başka soruyu yanıtlarken de Güler, MHP ve BDP'den henüz randevu talep etmediklerini belirtti.

MHP ve BDP'den olumsuz yanıtlar gelmesi üzerine AK Parti ve CHP olarak çözüm önerilerini konuşup konuşamayacakları sorusu üzerine ise Güler, bunun bir toplumsal mutabakat olmayacağını ifade etti. Güler, Başbakan Erdoğan'ın MHP ve BDP'nin sürecin dışında kalmasına ilişkin sözlerini hatırlatan Güler, ''Demek ki Sayın Başbakan anayasa çalışmalarında da böyle bir zihniyete sahip. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakanın aklında toplumsal mutabakat öyle herkesin olduğu bir ortam değil. Kendi istediğini yapabildiği eksik katılımlı çalışmaları da kabul ettirebiliyorsa oluyor. Ama tanımı gereği bunun yanlış olduğu kanısındayız'' ifadesini kullandı.

AA
 
Devam�n� Oku