Anadolu'da gezintiler: Kalıpköy, Adıyalan




Yunusemre
Mesela Karadeniz dağlarında Yunusemre gibi buram buram ideoloji ve sahtelik kokan bir yer adı gördük. “Mutlaka eski adı kötüydü, unutmak istediler” diye hükmedeceğiz. Belli ki kaymakam beyi ya da ilkokul müdürünü çağırmışlar, bize bir ad bul demişler. O muhteremin de beyni Çağdaş Türk Milli Eğitim Sistemi ile şekillendiğinden bunu bulmuş.
Resmi kayıtlara bakacağız, eski adı Madenköy imiş. “Allahallah, bir sıkıntı yok bunda, neden değiştirdiler” diye hayret edip konuyu unutacağız. Sonra fark edeceğiz ki Karadeniz dağlarında maden işletmesi olan her yerde mutlaka Gümüşhaneli yahut Trabzonlu Rumlar çalışmış. Maden ocağı açma ve maden işleme konusunda yüzlerce, yatta belki binlerce yıldan beri mesleki tekel sahibiymişler. Yunusemre’de eskiden Rum var mıymış? Bilmiyoruz. Kaynaklar bir şey söylemiyor, gidip yerinde sormak lazım.
Kiepert haritasına bakacağız. Aha, o yerde Madenköy filan değil Kuzera köyü görünüyor. Az yan tarafa da farklı fontla Guzerin yazmış, belli ki aynı şeyin diğer telaffuzu, emin olamamış. Ne demek? Bilmiyorum. Ama işte bir Kusera (Maçka Ormanüstü), bir Kucera (Sürmene Gültepe), bir de Kizera (Maçka Bakırcılar) var. Ayrıca bir Zizera yahut Cicera, bir Zivera/Civera, bir Zavera, iki Sesera, iki Visera köyü görüyoruz. Hepsi Trabzon ve Giresun dağlarında, hepsi hayli yüksek ve içerlek yerlerde, en az dördünde Rumluk gölgesi var.
Keşke biri olsa da çözse.

Yeşilbelde
Modern Türk toponimisinin vazgeçilmez rengi: yeşil. Köy ve kasaba gibi bağımsız birimlerde tam 87 adet Yeşilköy, 82 adet Yeşilyurt sayıyoruz – sayamadığımız mahalle, semt, mevki, site adları cabası. Bunları 46 Yeşilova/Yeşiloba, 33 Yeşildere, 30 Yeşiltepe, 18 Yeşilyayla izliyor. Yeşilada, Yeşilalan, Yeşilbağ, Yeşilbayır, Yeşilbelde, Yeşilbük, Yeşilçam, Yeşilçat, Yeşilçay, Yeşilçayır, Yeşilçiftlik, Yeşilçimen, Yeşilçukur, Yeşildiyar, Yeşilhisar, Yeşilhöyük, Yeşilkavak, Yeşilkaya, Yeşilkent, Yeşilören, Yeşilöz, Yeşiltaş, Yeşilvadi, Yeşilyaka, Yeşilyazı, Yeşilyuva’ları ekleyince toplam 474 yer. Ayrıca eski adını yeşillendirip reklam spotuna döndüren yerler: Yeşilçele, Yeşilçomlu, Yeşilkaraman, Yeşilüzümlü, Yeşiltömek...
“Çağdaş Türkiye”nin buram buram kokan sahteliği burnunuza geldi mi? O yerlerin yaklaşık yüzde doksan sekizi son elli altmış yılda adlandırılmış. Ecdattan kalma yer adlarında ise yeşil yok gibi. 1914 öncesinden Kırşehir’de bir Yeşilli, Karabük’te bir Yeşiller, Kangal’da bir Yeşilkale, Eğin’de bir Yeşilekrek tespit edebildim: bütün Türkiye’de dört tane.
Neyi boyamışlar, neyi örtmeye çalışmışlar diye bakıyoruz. Yaklaşık üçte birinin değiştirilmiş olan eski adında çağdaş Türkiye’nin en büyük travmasının izini buluyoruz: Bifera Goga, Fırnaz, Langaz, Falkoz, Ayastefanos, Kaskanoz mahallesi, Samaruksa, Ayanoz, Muncusun, Çırmıxdi, Manastır, Manastır, Manastırırum, Gâvurköy, Vank, Kilise, Sarıkilise... Birkaçında müslim azınlıkların unutulmak istenen anıları: Büyükçepni, Çeçenşıholar, Yenikürtler...
Daha büyük kısmında, ezik bir geçmişi kamufle ederek itibar kazanma çabası: Acıköy, Ahırköy, Aygırlar, Azapköy, Atkafası, Büyükköpekli, Çaparlıpatlak, Deliler, Mağaraköy, Karasakal, Sinek, Çomarköy, Şapşal, Gebeciler, Cıpcıp, Lahana, Uyanık, Kazlıgömedi, Kuşu, Harami, Yalak, Kıllıgeriş, Burunsuz, Çirkinoba, Kötüoba, Domalan, Yamukören, Katilköy, Büyükamuk, Yalınayak, İnekli, Çürük...
Düşün: ecdadının adı Çürüklü Mıho yahut Delilerin Durmuş ise, kurtuluşu Yeşilbelde’de aramaz mısın?
Yahut Atatürk’te veya İslam’da, çünkü onlar da sonuçta aynı sahtelik aşkının başka tezahürleri.