Cezayir'deki Yahudilerin tarihi



 

1962'de Cezayir bağımsızlığına kavuştuğu zaman 1870'de Fransa vatandaşlığı alan 140.000 Yahudiden birçoğu pied-noir olarak Fransa'ya yerleşti. Geriye kalan yaklaşık 10.000 Yahudi ise başta Cezayir olmak üzere Blida, Konstantin ve Oran şehirlerinde yaşamlarını sürdürdü. 1990'lardaki Cezayir iç savaşı mahkemeleri sırasında da geriye kalan yaklaşık bin Yahudi ülkeyi terketti. Yahudilerin Cezayirdeki varlığını etkileyen son zamanların en önemli olayı ise 1994'te Silahlı İslam Grubu (Armed Islamic Group)'nun gayri Müslimlere karşı açtığı savaştır; bu senede Cezayir sinagogu terkedilmiştir.Roma'nın son dönemlerinde bölgede bilinen Yahudilerin varlığı muhtemelen Kudüs Tapınağı'nın MÖ 586'da yıkılışına kadar geri gitmektedir. Eski Arap tarihçilerin kaynaklarına göre İslam'dan önce Yahudileşmiş Berber kavimleri bulunurdu ve Kraliçe Kahina bunlardan biriydi. Rüstemi başkent Tahert kaynaklarının yanı sıra Mısır'da bulunan Geniza'lardaki mektuplarda Cezayir'li Yahudi ailelerin varlığı belirtilir.

Reconquista ardından gelen İspanyol Engizisyonu sebebiyle 1492'de İspanya'dan kovulan Yahudilerle Cezayir'in Yahudi nüfusu artmıştır.[1] Cezayir şehri ve Oran'a yerleşen Yahudiler bu şehirlerde geniş birer cemaat oluşturdular. Oran'daki bazı Yahudiler Ladino dilini 19.yy'la kadar hayatta tutmayı başardılar. Yahudi tüccarlar maddi açıdan en büyük rahatlığı Osmanlı döneminde yaşamıştır. Fransa'nın Cezayir'e olan saldırısı ise Dayı'nın Fransa hükmetinin buğday borcunu Bacri ve Busnach isimli iki Yahudi tüccara ödemesini istemesine bağlanır.

Fransa hükümeti 1830'da Osmanlı'nın millet sistemini yeniden düzenledi. Bu sisteme göre Fransa kanunlarına tabi Fransa vatandaşları kendi hukuk sistemlerine bağlıyken Yahudi ve Müslüman "yerli"ler kendi kanunlarını koruyacaktı. 1841'de Yahudi mahkemesi bet din kaldırıldı ve Yahudilerin bundan sonra Fransız mahkemelerini kullanması zorunlu kılındı. 1845'te toplumsal yapı baştan aşağı yenilendi ve her cemaatin başına "kanunlara kayıtsız şartsız uyulması, Fransa'ya sadık olunması ve ülkenin savunulması gerektiğini" öğretecek Fransız hahamlar getirildi.[2] 1865'te isteyen Yahudi veya Müslüman "yerli"lere Fransız vatandaşlığı verileceği açıklandı fakat bu zamanında geleneklerden uzaklaşıp dinden çıkmak olarak görüldüğü için fazla talep görmedi.

Kuzey Afrika'daki "çağ dışı" Yahudileri modernize etmek amacıyla baskı yapan Fransız Yahudi cemaati 1870'de Crémieux kararnamesiyle bu Yahudileri de Fransız vatandaşı yaptırdı. Bu olayın ardından gelen bir sonraki Cezayir'li Yahudi nesil ise Fransızca ve Fransa kültürünü benimseyip Arapça ve Ladino'dan uzaklaştılar. II.Dünya Savaşı sonrasında gelen sıkıntılı dönem ve Cezayir'in bağımsızlığı 140.000 Cezayir'li Yahudi'nin Fransa'ya göç etmesine sebep oldu.