Anadolu'da gezintiler: Buçukuncu millet



Geçen gün Finike’nin Zengerler mahallesinden söz ettik. Varyasyonlarını da sayalım. Osmanlıca resmi işlemlerde hep kullanılan +ân çoğul ekiyle Zengerân ve kestirme şekli Zengân (Karaman Başharman [Zengiran], Konyaereğli Zengen, Konya Sarayönü Özkent [Zengen], Mardin Dargeçit Karabayır [Zengân]), tekil hali Zengi (Kadınhanı/Sarayönü Bakırpınar, Sivas Zengi), küçüğü Zengicek (Altınekin Koçyaka).
Anadolu ağızlarında z – c – ç sesleri geçişkenlik gösterir. Dolayısıyla Çenger, Çengerli, Çengerler, Çingerler (Bergama Akçenger, Lüleburgaz Çengerli/Çengelli, Babaeski Çengerli, Manavgat Çenger, Fethiye Çenger, Şarköy Çengârlı/Çengelli, Güdül Kavaközü [Cimder]); Cingir, Cingirli, Cingeran (Ergani Çakartaş, Haymana Cingirli, Keşap Yolbaşı). R’nin L’ye dönüşmesi standarttır; hele RL ikilisi olunca hiç şaşmaz. O halde: Çengel, Çengeller, Çengelli (Amasya Çengelkayı, Eflani Çengeller, Kastamonu-Pınarbaşı Çengel, Torbalı Çengele, Yalova Sugören, Geyve Çengel, Giresun Dereli Çengelköy, Gölpazarı Çengeller, Akyazı Çengeller, Karabük Çengeller, Oltu Çengelli, Alaplı Çengelli, Torul Çengelli, Çorlu Çukurçengel), Cingil (Sungurlu Cingiller), Çingil ( Haymana Evci), hatta Çıngıl (Şereflikoçhisar Çıngıl). Aynı ekipten Çinge (Bandırma Çinge, Balıkesir merkez Çinge, Soma Cenkyeri, Gediz Yeşilçay, Divriği Morçinge), Çingeyli (Kırıkkale-Delice Meşeyayla). Hatta Lazcası bile var sanırım, “Çinge yurdu” anlamında Çingit (Rize-Pazar Uğrak).
Bu kadar deforme edildiğine göre unutulması ya da anlaşılmaması tercih edilen bir isim olmalı diyoruz. Hatta Üzengili, Zenginler, Çiniler, Çine gibi, kökü ve mantığı açık olmayan başka yer adlarını da bu açıdan kuşkuyla karşılıyoruz. Maksat komşu köylerin laf sokmasını önlemek ya da çocuğunun kasabadaki okulda dayak yememesini sağlamak ise, aslını unutturmaya çalışmaz mısın? Hatta Sarayönü Büyükzengi köyü sakinleri gibi, “atalarımız Oğuzların Avşar boyundandı” diye internete kurtlu bayraklı canhıraş yazılar yazdırmaz mısın?
*
Araplı yer adlarının dağılımında yine kuşkuculuk peşimizi bırakmıyor. Araplı, Araplar, Arapoğlu, Arapçiftliği, Arapuşağı, Arapören, Arapdere, Arapköy ve emsallerinden 1960-öncesi Türkiye’de doksan tane kadar varmış; etnik nitelikli adlar tasvip edilmez olunca geriye beş altı tane kalmış. Bunlardan Adana, Hatay, Antep ve Urfa illerindeki bir düzine kadarı gerçek Araplarla ilgili olabilir; bilmiyorum.  Öbürlerinin dağılımı – Tokat’tan batıya, Marmara bölgesi, Trakya, Ege sahilleri – başka şey düşündürüyor. Afrika zencileri veya Mısırlı toprak işçileri olabilir mi? Belki. Beş tane Arapçiftliği buna işaret ediyor olabilir. Diğer bir bölümünün ise sakinlerinin esmer teninden ötürü “Arap” lakabına layık görüldüklerini düşünmek çok yanlış olmaz.