Toplam 3000 kadar harbi Kürtçe yer adı derleyebildim. 300 kadarı mezra, gerisi köydür. Mezra şüphesiz çok daha fazla olmalı, ama hepsini toplamak gibi bir çabaya girmedim.
Bunlar hakiki Kürtçe olanlardır; yani Kürtçe bir anlamı olanlar. Mesela İstanbul, İzmir ve Ankara da Türkçedir, ama harbi Türkçe değildir, başka dilden uyarlamadır. Aynı şekilde aslı Türkçe (Qerequlax, Încov, Erepoxli) veya Ermenice veya başka dilde olduğu halde Kürtçede o dile has telaffuz ve yazımla kullanılan pek çok yer adı var. Onların da bir kısmını ayrıca belgeledim, ama şimdi mevzumuz değil.
Kürtçe mi değil mi emin olamadıklarım 700-800 kadardır. Ayrıca Kürt coğrafyasında olup Hecihesen/Hacıhasan, Şêxcafer/Şeyhcafer, Avdelan/Abdalan, Delohaneleri gibi dili muğlak olanların sayısı da bini aşar tahminimce. Bunlar yukarıdaki sayıya dahil değildir.
Hemen hepsi 100 yıldan eskidir. Dolayısıyla BUGÜNKÜ yerel Kürtçe ağızları üzerinden analizin fazla bir anlamı yok. Eski (klasik) dile hakim olmak lazım, onu da yapacak çok kimse yok anladığım kadarıyla.
Yüz yıldan ne kadar daha eskidir? Kesin bir şey söylemek güç, çünkü yazılı kaynak yok veya yokumsu. Osmanlı idaresi sistemli olarak kayda geçirdiği yerlere mutlaka Türkçe adlar vermiş. (Dolayısıyla mesela 16. yy’da tahrir edilen Pülümür’ün hemen tüm yer adları o zamandan beri Türkçe, ama Dersim’in tahrir edilmeyen diğer ilçelerinde eski adlar 20. yy’a dek korunmuş.) Osmanlı’nın kaydetmediği yerleri ise iğneyle kuyu kazar gibi, münferit yazışmalardan, mahkeme sicillerinden, kişi lakaplarından vb. toplamaktan başka çare yok. Tahminimce Kürtçe adların büyük çoğunluğu ortalama 200 ila 300 yıllık olmalı. Belki Şırnak-Hakkari-Bitlis bölgesindeki bazı adlar daha eskidir. Bir de Silvan, Bayikan, Omerkan, Mehmûdan, Şemdinan, Motki gibi beylik ve idari birim adları var, 16. ve hatta 14. yy’a kadar geri giden. Diğerleri 16. yy'ı takip eden kargaşa çağının eseri. Gibi.
Harbi Kürtçe yer adlarının yarıdan epey fazlası kişi veya aile veya aşiret veya kavim belirten adlar: Bîrametinan (Metinlerkuyusu), Cafikan, Çemireşo (Reşitpınarı), Dimiliyan (Zazalar), Golamîran (beylerhavuzu), Kimsoran (kızılbaşlar), Malatacik (Türkhanesi), Mezreşêxan, Mîrquliyan (bey kulları), Parçikan (Gürbüzler), Torino (torun/yeğen), Ûsenasê (Nasıroğlu Yusuf)... Diğerleri konar-göçer yaşamın mütevazı dünyasının nirengi noktaları: Xirbereşik (karacaören), Kânisipi (akpınar), Seregol (gölbaşı), Beroj (güney), Girêbiyan (söğüttepe), Birik (kuyucak), Gomaşikefta (ağılin), Gundik (köyceğiz), Qasrik (kalecik), Zorava (gürsu)... Hemen hemen hepsi bu çerçevededir. “Zorlukla imar edilmiş yer” ya da “zorla işgal ettik” gibi yer adları olmaz. Eşyanın tabiatına aykırı.
Hemen hepsinin çok belirgin bir yerleşim düzeni var. Benim gibi, kırk iki bin köyü Google’dan teker teker ve tekrar tekrar gözden geçirince bayağı tanımaya başlıyorsunuz, şurası Kürt köyü, şurası muhacir köyü, aa Ermeni köyü olmalı diye görür görmez okuyabiliyorsunuz. Bir fikir edinmek için mesela nisanyanmap.com’a girin, sağ kutuya mesela Ergani yazın (bugün orayı çalıştım onun için henüz aklımda taze), ilçenin güneyindeki köyleri dolaşın. İyice yakından bakın.
Sosyal tarih tezi okumuş kadar olacaksınız.