Hayali Oğuzların peşinde




Avşar adlı yerleşimler
Türkiye’de halen veya geçmişte Avşar/Afşar adını taşıyan 57 yerleşim yerini haritada görüyoruz. Bilirsiniz, Avşarlar Oğuzların 24 kolundan biri. Anadolu, İran ve Irak tarihinde 11. yy’dan beri çeşitli roller oynamışlar. Hatta İran’daki Avşarların kullandığı Türkçe, Türkçenin ayrı bir lehçesi sayılıyor.
İlk bakışta dağılım mantıklı görünüyor. Noktaların hepsi Anadolu’nun Türkçe konuşan kesiminde, Kürt bölgesinde yok. Sonra anormalliği fark ediyoruz. Dünyanın neresinde bir kavim/aşiret/boy/sülale böyle dağılmış? Cemaatler topluca hareket ederler; bir, yahut bilemedin üç veya beş bölgeye topluca yerleşirler. Birlikten güç alırlar; modern-öncesi çağın koşullarında ancak öyle ayakta kalabilirler. İç ilişkilerini, kız alıp verme işlerini ancak öyle yönetebilirler.
İstisnaları düşünelim. Ya (1), işlevsel ya da mesleki bir ayrışma vardır. Almanyadaki Türkler ya da tarihteki Yahudiler gibi, birey ya da küçük grup bazında her yere dağılmışlardır. Oysa Avşarlar hakkında bildiğimiz bu değil; tüm kaynaklar yağmacı ve asi aşiret olduklarına tanıklık ediyor. (İşlevsel ayrışmaya dayalı göçte, göçen grubun adı yerleşim birimlerine verilmez. “İşlevsel ayrışma” demek, var olan bir toplumsal yapının içine belli bir işlev icra etmek için katılıyorlar demek. Var olan yapı memleketin “asli” sahibidir; yer adlarını onlar belirler. Almanya’ya milyonlarca Türk göçtü, Türkçe yer adı kaç tane? ABD’de adında Jew olan kaç yer var?)
Ya da (2), devlet eliyle dağıtılmışlardır. Mesela 16. yy’dan sonra Osmanlı devletinin aşiretleri dağınık olarak iskân etme politikası olduğunu biliyoruz. Fakat burada gördüğümüz yer adlarının hemen hepsi 16. yy öncesine ait, ve o devirde Türkiye’de herhangi bir aşireti arzusu hilafına şuraya buraya dağıtacak güçte bir devlet yoktu. Olsaydı zaten o yerlerin adı “Avşar” olmazdı.
Beni aklıma bu bilmecenin iki çözümü geliyor.
Çözüm 1: Bu yerlere kolektif bir zümre olarak “Avşarlar” yerleşmedi. Belki kimliği, aidiyeti veya lakabı “Avşar” olan bir kişi köyün kurucusu veya sahibi veya yöneticisi veya müstelzimi veya (en güçlü olasılıkla) tımarlı sipahisi idi. Onun adına bu isim verildi. Anadolu’daki hakiki Türk (ve Kürt, Laz, Çerkes) köy adlarının büyük bir bölümünün adı kurucu kişi veya hanedan adıdır (Hacıibrahim, Hızırbey, Karacalar, Sarıoğlu...). Bu da o hesap olabilir.
Çözüm 2: Adlar tamamen uydurmadır. Tıpkı Cumhuriyet dönemindeki gibi, Osmanlı devleti de 1450-60’lardan itibaren köylere bürokratik saiklerle, masa başında uydurulmuş Türkçe isimler verdi. Oğuz aşiretlerinin adları da Defterdarlığın elindeki şablon isimler listesinde yer alıyordu. Onun için her sancağın her kazasında bir – ama sadece bir – Avşar, bir Kınık, bir Kayı, bir Yüregir, bir Eymür, bir İğdir, bir Kargın, bir Dodurga adı görüyoruz. Enteresandır: Haritada gördüğünüz genel şekil “Türkçe konuşan” bölgenin şekli, doğru. Ama aynı zamanda Osmanlı’nın merkezi bir vergi kayıt sistemi kurduğu (kurabildiği) bölgenin de şekli. Vergi memurunun giremediği vilayetlerde “Avşar” köyü yok!
Üçüncü bir çözüm aklınıza geliyor mu?
*
Avşar yerleşimleri
Türkiye’de halen Avşar kimliğini taşıyan bir zümre var, onu da biliyorsunuz. Bu Avşarların Selçuklular zamanında gelen ya da Rakka’dan göçen Avşarlarla tam ilgisi nedir bilmiyorum. Bildiğimiz şey, 18. yy başında İran’da bir Avşar olan Nadir Şah’ın yükseliş ve düşüşünden sonra topluca Anadolu’ya göçtükleri. Hepsi “Türkmen” olma iddiasındadır, fakat Kayseri'dekiler Türkçe, Van'dakiler Kürtçe konuşur. Çoğu Sünni fakat bir kısmı Alevi, ya da Aleviden dönmedir. Sanırım İran’dayken Şii imişler, burada adapte olmuşlar.
İkinci haritamız bize bugün “Avşar” kimliği beyan eden 64 yerleşimi gösteriyor. Eksikler olabilir çünkü sağlıklı bilgiye olaşmak zor. Ama bu sefer dağılımımız “gerçek” bir etnik dağılım haritasına benziyor. Ve işin asıl ilginci ne biliyor musunuz? Bu 64 yerin biri hariç hiç birinin adı “Avşar” değil!
*
Buyurun, belli başlı Oğuz boylarından Kayı, Kınık, Kızık, Eymir/Eymir, Yüregil/Yüreğir/Üregül, Kargın, İğdir/Iğdır ve Dodurga/Tödürge adını taşıyan yer adlarının dökümleri de burada. Öykü hepsinde aynı. İşaretlenenlerin hemen hepsi eski yer adlarıdır. Çok ender bir iki istisnayla 1960-sonrası yer adı değiştirme furyasında Oğuz aşiret adlarını kullanmamışlar.

Bayat

Beğdilli

Dodurga

Eymir

İğdir

Kargın

Kayı

Kınık

Kızık

























Yüregir











*
Bundan sekiz yıl kadar önce bir ara merak edip Avşarlar ve Avşarlıkla ilgili ne bulduysam okudum. Şimdi de tekrar internette dolaşıp bilgi tazelemeye çalıştım. Mitolojik anlatının müstesna örnekleriyle tanıştım. Maksat bilgiye ulaşmak değil, hoşa giden bir anlatıyı elden gelen her yöntemle pekiştirmek. Kaynak eleştirisi yok. (Ebülgazi Bahadır Han neden öyle demiş? Ne zaman demiş? Kime anlatmış? Nereden biliyormuş?) Kavramsal netlik yok. (Avşar ne demek? Türkmen ne demek? Oğuz ne demek? Devlet ne demek?) Çelişik bilgileri çözmek yerine üst üste bindirip daha zengin bir masal dokusu elde etmek yeğleniyor. Gerekirse hayali detaylar eklenerek mantıki tutarsızlıklar törpüleniyor.
Homeros destanları da böyle oluşmuştu. Ama o hiç olmazsa yetenekli bir şairdi.